[hr]Önceki bölümlerden... yazdı: Elion, kralın haritasıyla karanlık geçide ulaştı. Eski bir tanıdıktan gelen mektup, bir uyarı değil; bir tuzaktı.
Yer: Karaçam Geçidi, Batık Ay Kalesi’nin altı
Geçidi aşınca, paslanmış miğferlerle dolu bir odada buldum kendimi. Düşman yoktu. Yalnızca ortada yanan tek bir meşale… ve onun arkasında diz çökmüş bir figür.Elion’un Günlüğü yazdı: Bugün taş duvarın ardındaki sembollerle yüzleşmek zorundaydım. Mektupta bahsedilen “kılıçsız savaşçı” benim gibiyse, bu savaş zihinsel bir savaştı.
“Beni takip etmen gerekiyordu. Ama sen mektubun içeriğini anlamadın.”
dedi figür, kafasını kaldırmadan.
“Sen kimsin?” dedim temkinle.
“Adım bilinmez. Ama senin Lonca’nın çöküşüne neden olan kararlarını izledim.”
Yer titredi. Duvarlar, geçmişimi yansıttı:
- Bir dostumu yalnız bırakışım...
- Bir ihaneti göz ardı edişim...
- Kırılan mühür ve arkama bile bakmadan kaçışım...
Meçhul figür iki yol gösterdi:
Kuzey Geçidi – Zihinsel bariyerleri yık, hakikati öğren (yüksek risk).
Batı Yol Ayrımı – Mektubu yak, sessizliğe gömül (güvenli ama körlükle sonuçlanır).
Tereddüt ettim. Ama sonunda…
Kuzey’e yöneldim.
[hr]
[center]Gerçekler acıdır.
Ama karanlıkta saklanan şey, karanlığın kendisinden daha tehlikeli olabilir.
Yarın şafakla birlikte yola çıkıyorum.
Bu sefer yalnız olmayabilirim...